Yazarlar

Babasını Saymayan Oğul

Ateşten kül doğar demişler. Bu, Türk atasözü bin yılların deneyimlerine dayanarak kurulmuş ve nesiller arasındaki tezatı temsil eder. Mantalitetimize göre, çocukları özellikle babalar ve nineler bitirir. Yani oğul torun babaya, kız torun ise nineye okşamaya çalışıyor. Çoğu zaman oğullar babalarının, kızlar ise annelerinin tam tersi olmaya çalışırlar. Türkiye'de nesiller değişiyor, ama bu gelenek bin yıllardır saklıdır saklanıyor. Aslında bu tür nesiller arası tezat tüm dünyada rastlanır. Bu, Amerika alimleri Neylî Houv ve William Strauss nesiller teorisi yaratmaya yöneltti. Onlar ABD'de 1900 yılına kadar doğanların yoklamışlar. Amerika alimlerinin fikrince, aynı nesillerin üstünlük verdiği değerler dünyanın birçok yeri, özellikle de sivilzasiyalı ülkeler için benzerdir. Psikolog Vefa Ekber de bu görüşleri paylaşıyor. Onun fikrince, büyümekte olan nesillere dünyada olan olaylar etkiler. Sonuçta, ister Çin, ister Amerika, ister ise Azerbaycan olsun, yaşıtların karakterinde benzerlik görülmektedir. Post Sovyet mekanında yaşıt nesillerin özellikle benzer olduğunu düşünen Vefa Ekber'in göre, şu anda Türkiye'de yaşayanları beş nesile ayrılabilir. 1. gruba suskunları ait alınabilir. Onlar 1923 yılından 1945 yılına kadar doğumlular. Onların çocukluğu kolhoz guruğuluğunun yarattığı korkunç ağlığa, 1937 yılının korkunç represiyasına, gençlikleri ise Büyük Vatan Savaşı düştü. İkinci grup ise Bebi-bum çocuklarıdır. İngilizce "baby boom" kelimelerinden oluşmuş bu terim İkinci Dünya Savaşından sonra tüm dünyada yaşanan doğum artışını temsil eder. Azerbaycan'da 1943 yılından 1963 yılına kadar doğumlular işte Bebi-bum çocukları sayılır. Onlar Büyük Vatan savaşındaki zaferi, uzaya uçuşları, silahlanma yarışını göre göre büyümüşler. 1963-1984 yılları arasında doğanlar ise soğuk savaş çocuklarıdır. Bu insanlar doğum seviyesinin aşağı düştüğü dönemde dünyaya gelenlerdir. Batıda soğuk savaş çocukları muhafazakar değerlerden uzaklaşması ile seçilirler. Sovyet mekanında ise SSCB'nin dağıtılmasına temel etkinlik bu neslin payına düştü. Daha sonra yeniden çocuklarının nesli geliyor. Bu nesil Yeniden kurmanın ilan edildiği 1985 yılından 2000 yılına kadar geçen dönemde dünyaya gelmiş. Onlar Demokrasi ve çoğulculuk sloganları altında, SSCB'nin dağılması hakkında haberlerle büyümüşler. 2000 yılından sonra doğanlar ise son nesildir. Onlara İnternet nesli de diyorlar. Bu nesil olmayan aktif yaşam tarzı ile seçilir, esas işlerini İnternet, cep telefonu ve bilgisayar teknolojisi aracılığıyla gerçekleştirir. Vefa Ekber'in göre, nesiller arasında kabarık seçilen farklar var ve sosyologlar bunu hemen seziyorlar ve hatta aynı metni çeşitli kuşaklar, farklı tür algılar. Örneğin, yeniden çocukları setiraltı ifadeleri anlamırlır. Çünkü demokrasi ve çoğulculuk döneminde büyümüşler. Ama soğuk savaş nesli gizli anlamları hemen tutuyorlar, çünkü Sovyet propagandası ile "Amerika'nın Sesi" sunduğu çelişkili haberlerin arasında yaşa dolmuşlar. Haberi aramakta ise en güçlüler Bebi-bum çocuklarıdır. Onlar haberi bulmak için çaba gösterilen dönemde büyümüşler. Nesillerin kariyer hevesi de farklıdır. Örneğin, İmar çocukları rehber görevlere can atıyorlar ve rehber gibi de çok iş görebilirler. Onlar hiçbir şey düşünmeden ileri gidiyor, sonra ise adımlarının üzerinde düşünürler. Buna göre, yanlarında başka nesillerden olan danışmanlar gerekir. Onları en iyi şekilde soğuk savaş çocukları yöneltebilir bilirler, danışmanlık verirler. Çünkü çok iyi biliyorlar. Bebi-bum çocukları ise iyi strateji oluşturur, uzun vadeli perspektifleri görebilirler. "İmar çocukları maaş meselesine ciddi fikir verirler, cüz i maaş artışına göre iş yerini değiştirmek bilirler. Yaşlı nesil düşünmüyorlar. Çünkü yaşlı nesil garantili yaşam, öğrenci stipendiyası, ücretsiz konut döneminde büyümüşler. İmar çocukları ise her şeyi kendileri yapmalı, başlangıç ​​sermayesi toplamalılar. Psikologun göre, bu saat herkesi ilgilendiren konu 2000 yılından sonra doğmuşların geleceğidir: "Onların en büyükleri anda altıncı sınıfta okuyor. Gerek en az 18 yaşa çatsınlar ki, tartışma götürebilir ", diye Vefa Ekber vurguluyor. Ama bununla birlikte, ilkin ihtimaller var. "Artık belli ki, İnternet nesli hep kendi güvenliğinin kaygısına gelecek, kılavuzu dikkatle izleyecek. Otomobillerde emniyet kemerini bağlayacak, ilaçların eks etkilerini dikkatle izleyecek ", diye Vefa Ekber vurguluyor.